12 Eylül 2011 Pazartesi

Bankacılığa SON.

Yarın işten istifa ediyorum...
Aslında işimi çok seviyorum ama çok bunaldım artık çok çabuk sinirlenirleniyorum, herkesi kırmaya başladım.
Kimseyi kırmadan kendimide daha fazla yıpratmadan son vermek lazım.
İnşaallah başka bankada tekrar bankacı olarak çok çabuk bir şekilde iş hayatıma devam ederim.

ELVEDAAA...

30 Ağustos 2011 Salı

Musmutlu,sağlıklı ve ♥ dolu bayramlara :)

Çocukluğumu çok özlüyorum ..
 Pek yaşlı sayılmam ama yinede 24 sene geçmiş .Bayram için yeni yeni  kıyafetler alınır heyecanla bayram sabahı beklenirdi. Bayram namazından babam gelmeden kahvaltıyı hazırlayıp babamın gelmesini bekliyoduk.Herşey ne kadar güzeldi.Acaba ileride bizim çocuklarımız nasıl bir bayram geçirecek.Bizim çocukluğumuzdada babamlar anlatırlardı eski bayramları ne kadar güzel derlerdi..

Kuşak çatışması galiba :)

Ama herşey eskiden daha güzelmiş hayatta,bayramlarda,sevgi de ...

20 Ağustos 2011 Cumartesi

bu yaz ♥

Yaz bitti neredeyse ben daha denize hiç girmedim  , sadece 1 hafta izin yapabildim :(

1 haftalık izininmde  Karadeniz Turu yaptık eşimle harikaydı .. Sabah erkenden eşim tarafından uyandırıldım ve manzara karşısında şok oldum ..Kendimi Halis harikalar diyarındaymış gibi hissettim :)

1 Temmuz 2011 Cuma

Güzel bir yemek masası ...

Güzel bir yemek masası hazırlamam lazım yarın akşam için ,  eşimin akrabaları yemeğe gelicek ve bunu nasıl yapıcam hiç  bilmiyorum... bu hafta ay sonu ve devre sonuydu çok yoğun geçti eh yarında toplantım var yemek yapmayı yeni yeni öğreniyorum :(  temizlik mi yapıcam, yemek mi ?ne yapıcam bilmiyorum ... bu akşam bana uyku yok.

21 Haziran 2011 Salı

YANIT VERİLDİ ...

bu sabah işe gelirken arabada haberleri dinliyodum ki Vatan gazetesi köşe yazarı Mustafa Mutlu nun yazdığı yazı çok hoşuöa gitti...  İşte o yazı . Daha ne denebilir ki ...

‘Yemin ederiz ama uymayız’ diyenlere kim nasıl yanıt verecek?
Yeni vekillerden Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel‘in, “ideolojimize aykırı” gerekçesiyle milletvekili yemini etmek istemediklerine ilişkin haber, geçen hafta gündemin birinci sırasına oturmuştu.
Devreye BDP’nin önde gelen isimleri girdi ve bu haber yalanlandı.

Daha o yalanlamanın mürekkebi bile kurumadan bu kez yine BDP’nin desteğiyle Diyarbakır Milletvekili seçilen Şerafettin Elçi dün, “Yemin edeceğiz ama gereğini yerine getirmeyeceğiz. Bu yemin metni faşizan, Türk şoven anlayışıyla hazırlanmıştır. Benimseyeceğimiz, kabulleneceğimiz, bağlı kalacağımız bir yemin değildir” dedi.
***

BDP geçen dönem de Meclis’teydi.
Onun çizgisindeki partiler de daha önceki dönemlerde...

Bugün BDP‘lilerin, “Edeceğiz ama gereğini yerine getirmeyeceğiz” dedikleri yemini, bu partilerden seçilen bütün milletvekilleri etti!

Ve hiçbiri aslında o yeminin gereğini yerine getirmedi.
Biz de köşelerimizde eleştirip durduk, “Ettiğiniz yemin ortada, nasıl böyle davranırsınız” diye...

Devlet adına ise; hiç kimse hesap sormadı, soramadı!
***

Aynı anlayış, bugün devlete rest çekiyor!
Ve biz bu kez bu tavra tepki duyuyoruz, kızıyoruz ve “Bu nasıl iştir” diyoruz...

Ama düşünün:

Bugüne kadar binlerce isim o yemini etti...

İyi de “devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü” korumak için yemin edenlerden bazıları, bu ülkeyi federasyonlara ayırmaya kalkışmadı mı?

“Hukukun üstünlüğüne” yemin edenler, hukuku altlarına almak için yasa üstüne yasa çıkarmadılar mı, anayasa değişikliği yapmadılar mı?

“Laik cumhuriyet” için söz verenlerden bazıları, devletin şeriat hükümlerine göre yönetilmesini istemedi mi?
“Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacaklarına” söz verenlerin yine hatırı sayılır bir bölümü, bu ilke ve devrimleri yerle bir etmek için mücadele etmedi mi?
“Anayasa’ya sadakat” andı içenler, aynı anayasayı onlarca kez değiştirmedi mi?
***

BDP’li vekillerle kesinlikle aynı görüşte değilim. Kürt milliyetçiliği üzerine kurulu bir siyasi anlayışı kesinlikle onaylamıyor ve benimsemiyorum.

Ve BDP’nin bu yeni tavrının, siyasette büyük bir “kaos” yaratacağına inanıyorum...

Ama yiğidin hakkını verme zamanının da geldiğini düşünüyorum:

Bu tavır, çoğumuza aykırı da gelse, bugüne kadarki “kandırmacı” zihniyetin yanında daha “mertçe” bir tavırdır.
***

Çözüm nasıl bulunur, kriz nasıl aşılır; bilmiyorum...
Zaten bu benim işim de değil!

Tek bildiğim, daha düne kadar “Ettiğiniz yemine sadık kalın” diye efelendiğimiz bu insanların bugün çektikleri reste, aynı mertlikle yanıt verecek bir politikanın olmadığı!

Eğer öyle bir politika olsaydı, o vekillere “Madem bu yemine inanmıyorsunuz, inançlarınıza saygılıyız. Ama bu durumda vekillik görevini yerine getiremezsiniz” denilir ve milletvekili maaşı bağlanmazdı!

Vekil yemininin ayaklar altına düşmesi önlenirdi.
Göreceksiniz; bunların hiçbiri olmayacak.

O vekiller “uymayacaklarını” haykırdıkları yemini edecekler...

Kimse de onlara tavır koyamayacak...
***

Sorunumuz, “O yemin metnine inanmıyorum o yüzden edeceğim ama uymayacağım” diyenlerin yarattığı kaostan daha büyük...
Asıl sorunumuz, siyasetimize egemen olan bu “ikiyüzlü ve korkak anlayış...”

Umarım birileri BDP’nin bu mertçe çıkışına, mertçe yanıt verir...

Aksi halde...

Yandı gülüm, keten helva!

10 Haziran 2011 Cuma

kredi kartı isteyen var mı acaba :)

Ptesi günüde kadar 150 tane kredi kartı satmamaız gerek miş ...

Hedeflerimizin tutması gerek miş...

Her sabah 08:30 da şubede olmamız gerek miş...

Güleryüzlü olmamız gerek miş...

Her akşam saat 20:00 dan önce çıkılamazmış ...

Bıktım artıkkkkkk...

2 Haziran 2011 Perşembe

"Gönderilemeyen Mektuplar"

Akşam banyoya girince o kokuyu duydum birden "Akçayda kardeşimle kaldığım motelin banyosundan gelen o güzel kokuyu " bana eski anılarımı hatırlattı ... Çok özlüyorum...